9 Ağustos 2015 Pazar

Cinsel Sapkınlıklarla ilgili bilgilendırme

Cinsel sağlık bilimi uzun zamandır cinsel sapkınlıklar (parafililer – perversiyonlar) ve cinsel sapkınlıklarla bağlantılı bozukluklar (CSBB - parafili bağlantılı bozukluklar)’ı göz ardı etmiştir. Bu durumun nedeni, kısmen yaygınlık oranlarına ve tedavi sonuçlarına ilişkin çalışmaların az olması, kısmen de diğer cinsel bozuklukların aksine bunların kişilerce gizli tutulmasıdır. Ama yine de bu durumlar utanç ve suçluluk duygularına, depresyona, anksiyeteye, çoğunlukla da ekonomik ve kişilerarası alanlarda olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. İşte bu yüzden cinsel terapistler ve diğer ruh sağlığı profesyonelleri gerekli görüldüğünde ve talep edildiğinde böyle bir durumun olup olmadığını araştırmalı ve destek sunmalıdırlar.

TİPLERİ NELER? Cinsel sapkınlıklarla bağlantılı bozukluklar, sıkıntıya ya da önemli ölçüde psikososyal bozulmaya neden olan, temelde cinsel dışavurumun “normatif” özelliklerini kapsayan tekrarlayıcı, yoğun cinsel uyarımlı fanteziler, dürtüler ve davranışlar olarak tanımlar. Bunların arasında (1) KOMPÜLSİF MASTÜRBASYON yani kişinin takıntı halinde sürekli mastürbasyon yapması, (2) UZUN SÜRELİ RASTGELE CİNSEL İLİŞKİLERDE BULUNMA, (3) PORNOGRAFİ BAĞIMLILIĞI, (4) TELEFONDA SEKS YAPMA ya da sanal seks ve (5) ŞİDDETLİ CİNSEL İSTEK UYUMSUZLUĞU yer alır.

Orgazm olmak genellikle boşalmak olarak algılanır ama ikisi aynı şey değildir. Orgazm, çeşitli fiziksel ve psikolojik cinsel uyaranlar sonucu beynin harekete geçmesi ve bazı hormon mekanizmalarının etkisiyle, hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan, "geçici şuur bulanıklığı", "kontrol kaybı duygusu" ve istem dışı ritmik vajinal kasılmaların yanında tüm bedende güçlü kasılmaların yaşandığı "yoğun bir boşalma" olarak tanımlanabilir. Boşalma ise cinsel ilişkilerin sonlarına doğru yaşanan kasılmalarla kendini gösteren fiziksel ve bedensel rahatlama olarak tarif edilebilir. Yaklaşık olarak, boşalma 5 ile 10 saniye, orgazm ise 10 ile 15 saniye arası sürer.

Ancak bu süre geçtikten sonra da eşlerin cinsel yaşamları gebelik ve doğum öncesindeki haline hemen dönemeyebilir. Bu durum, kadının yaşadığı kültüre, deneyimlerine, fizyolojisine ve psikolojisine bağlı olarak ortaya çıkan doğum sonrası cinsel isteksizlikle yakından ilgilidir. Genellikle doğumdan sonraki 1-3 ay içinde düzelen bu durumun bazen ilk yıl boyunca sürdüğü de görülebilir. Çoğu kadın, doğumdan sonra ortaya çıkan cinsel isteksizliği, bu konuda eşiyle hiç konuşmadan ve kendisi de nedenlerini anlamadan, kendindeki bir eksiklik ya da sorun gibi algılayarak gizlice yaşar. Dolayısıyla da bu durumun, doğum sonrasında oluşan hormonsal, fiziksel ve psikolojik değişiklikler nedeniyle ortaya çıktığının ve altında yatan nedenler ortadan kalktığında düzeleceğinin farkında olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder